top of page

Köpeğiniz Agresif mi?

“Agresif” kelimesi, köpek davranışları söz konusu olduğunda belki de en sık başvurulan, fakat en yüzeysel kullanılan tanımlamalardan biridir. Latin kökenli "aggressio" sözcüğü, aslında “yaklaşmak, yönelmek” anlamına gelirken, zamanla tehditkâr, saldırgan veya zarar verici davranışları tanımlamak üzere kullanılır hâle gelmiştir. Bugün ise, özellikle Türkiye’deki köpek sahipleri arasında, köpeğin sergilediği her yüksek yoğunluklu davranış, her sınır koyma girişimi ya da her sosyal çatışma refleksi, kolayca “agresiflik” olarak etiketlenmektedir.


Bu yanlış genellemenin en temel sorunu; köpeğin davranışının duygusal, duyusal ve gelişimsel bağlamdan koparılarak değerlendirilmesidir. Sahipler ve hatta bazı eğitmenler, bir köpeğin havlamasını, ani sıçrayışlarını, diğer köpeklerle yaşadığı gerilimleri ya da yoğun coşku hâllerini genellikle tek bir çatı altında toplar: agresyon. Oysa bu davranışların çok büyük bir kısmı, saldırganlıkla değil; endişe, korku, sosyal deneyim eksikliği, dürtüsel kontrolün gelişmemiş olması ya da sadece kendini ifade etme biçimiyle ilişkilidir.


Bu noktada asıl mesele, kelimenin kullanımından ziyade, bu kelimenin bir köpek üzerindeki duygusal ve ilişkisel etkisidir. “Agresif” etiketi, bir tanıdan çok bir yargıdır. Bu etiket, köpeğin hareket alanını kısıtlar, sahipte korku ve önyargı geliştirir, köpeğin sosyal deneyimden mahrum bırakılmasına neden olur ve en önemlisi, ilişkisel bağın güven temelli değil, kontrol temelli kurulmasına yol açar. Bu da köpeklerde daha fazla kaygı, daha fazla kopuş ve zamanla gerçekten “istenmeyen davranışlara” dönüşebilecek duyusal bozulmalar yaratır.


Ne yazık ki birçok durumda insanlar, köpeklerinin davranışlarını anlamaya çalışmadan, yalnızca kendi konfor alanları sarsıldığı anda hızlıca etiketlemeye gider. Havlayan bir köpek yalnızca rahatsız değil, aynı zamanda “tehlikeli” ilan edilir. Başka bir köpeğe patisini uzatan birey, oyun çağrısı yapıyor olabilecekken “saldırgan” görülür. Oysa bu anlar, çoğu zaman köpeğin yalnızca duygusal bir taşma yaşadığı, bazen de sınırlarını test ettiği olağan sosyal ifadelerdir. Biz insanlar da duygusal olarak dolduğumuzda sesimizi yükseltebilir, trafikte sıkıştığımızda tepkisel davranabilir ya da bir anlaşmazlık anında kendimizi sertçe ifade edebiliriz. Bu bizi “agresif bireyler” yapmaz.


Burada sorulması gereken soru şudur:


Köpeğin sergilediği davranış gerçekten yönelmiş, zarar verme niyetli bir saldırganlık mı? Yoksa bu davranış, sadece duygusal bir zorlanma, sosyal bir yetersizlik ya da duyusal bir regülasyon arayışı mı?


Modern köpek davranışı literatürü, saldırganlık (agresyon) davranışlarının genellikle birden fazla düzeyde işaret verdiğini ve çoğunlukla korkuya, acıya ya da öğrenilmiş çaresizliğe dayandığını göstermektedir. Bu nedenle, bir davranışı “agresyon” olarak tanımlamadan önce, bu davranışın ne zaman ortaya çıktığı, neye tepki olarak geliştiği, ne sıklıkla tekrarlandığı, köpeğin beden dilinde hangi eşlik eden sinyallerin görüldüğü ve öncesinde hangi deneyimlerin yaşandığı dikkatle incelenmelidir.


Köpeği etiketlemek kolaydır; çünkü bu, bizim sorumluluğumuzu azaltır. Ancak köpeğin duygusal haritasını çıkarmak; o davranışın nedenini, kaynağını ve bağlamını anlamaya çalışmak ise çaba, duyarlılık ve sabır gerektirir. Yani, agresyonu tanımlamak değil, anlamak gerekir.


Sonuç olarak, bir köpeğin “agresif” olup olmadığına karar vermeden önce, davranışı değil, arka plandaki hikâyeyi görmeye çalışmalıyız. Coşku, korku, heyecan ya da iletişim kurma çabası içinde ortaya çıkan davranışları bastırmak ya da etiketlemek yerine, onlara eşlik etmeli; köpeğin dünyasını anlamaya çalışmalıyız.


Çünkü çoğu zaman köpekler agresif değildir.

Sadece duyulmamış, görülmemiş ve yanlış anlaşılmıştırlar.


Mehmet Cihat Keleş / Mayıs 2024

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Bir Bardak Suyun Etik Ağırlığı

Bir odadasınız. Sessizlik içinde oturuyorsunuz. Üç köpek de odanın bir köşesinde huzurla uyuyor. Hiçbiri sizi gözlemlemiyor. Hepsi...

 
 
 

Comments


I Sometimes Send Newsletters

Thanks for submitting!

© 2023 by Mehmet Cihat Keleş. Powered and secured by Randle Patrick McMurphy

bottom of page