top of page

Blog

Güncelleme tarihi: 25 Haz 2023

Scientific Reports (2021) dergisinde yayınlanan bir araştırmanın sonuçları, köpeklerin korku duygusuyla nasıl baş etmeye çalıştıklarını anlamamıza oldukça yardımcı oldu. Köpekler çoğu zaman saldırgan değildir. Bazı durumlar, onların saldırgan davranışlarını ortaya çıkarır. Bu durumların başında köpeğin korkuyor olması geliyor.



Ancak korku kaynaklı saldırganlık davranışı genellikle köpeğin sahibi tarafından iyi yönetilemez ya da anlaşılamaz. Köpeğin saldırgan davranışlarının sebebi bulunmadıkça, saldırganlık büyür ve kontrolsüzleşir.


Halbuki, köpeğiniz saldırgan değil, korkuyor olabilir.


9270 köpeğin katıldığı bir araştırmada çok korkan köpeklerin, korkusuz köpeklere göre beş kattan daha fazla saldırgan davranış olasılığı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, orta düzeyde korkan köpeklerin de korkusuz köpeklere göre daha yüksek saldırgan davranış olasılığı olduğu bulunmuştur.


Çoğu köpek eğitmeni saldırganlık davranışını aggression; yani agresiflik olarak tanımlar. Köpek bu durumda agresif, sinirli, öfkeli olarak ifade edilir. Bu büyük bir yanlış anlaşılmaya sebep olur. Köpek, saldırgan davranışı gösterirken ya da göstermeden önce çoğu durumda agresif değil; korkulu, endişeliyse köpeği agresif olarak tanımlamak doğru değildir. Köpeğiniz pek çok durumda agresif değil; korku dolu olabilir.


Yine aynı araştırmada şu paragraf not düşülmüştür:


9000'den fazla evcil köpek üzerinde yapılan bu geniş ölçekli anket çalışması, köpek saldırganlığının, davranış, demografi ve çevreden etkilendiğini göstermektedir. Sahibin çalışma saatleri, günlük yalnız geçirilen zaman, sütten kesme yaşı, yaşam ortamı, aile büyüklüğü, ailedeki köpekler, köpek deneyimi, günlük egzersiz faktörleri değerlendirildi. Agresif davranış gösteren köpekler daha çok korkak, küçük boyutlu, sahibinin ilk köpekleri ve ailedeki tek köpeklerdi. Korku, saldırgan davranışla en güçlü ilişkiye sahipti. Korkak ve gürültüye duyarlı köpeklerin, tanıdık olmayan insanlara karşı kaygısı ve saldırgan davranış olasılığı daha fazlaydı.


2018 yılında Journal of Veterinary Behavior dergisinde yayınlanan başka bir araştırmada ise aşağıdaki tespit yapıldı:


Davranış probleminin büyüklük, cinsiyet, yaş, edinilme tarihi, köpeklerin dinlenme yeri, aile yapısı ve araba içerisindeki davranışları gibi faktörlerle istatistiksel bir ilişkisini bulduk. Küçük ve orta boy köpekler genellikle saldırgan değil, endişeliydi; erkek köpekler çoğunlukla endişe kaynaklı saldırgandı ve dişi köpekler (kısırlaştırılmış ve sağlam) çoğunlukla endişeliydi; pet shoptan sahiplenilen köpeklerin hepsi endişeliydi. Endişeli köpeklerin yüzde altmış beşi insanlara karşı saldırgan davranışlar gösterdi.


Peki şimdi tekrar soralım:


Korku nedir?

Köpek eğitiminde, kendime koyduğum bazı ön kurallar var. Bunlar eğitimi şekillendirirken oluşturduğum yöntemleri seçerken bana yardımcı oluyor.


Bunlardan biri de köpeğin, insanlar ve diğer köpekler ile kurduğu iletişimi kapsıyor. Köpekler, sosyal hayvanlar olduğu için bizim gibi sosyal iletişime ihtiyaç duyarlar. Bu her zaman eğlenceli olmak zorunda değildir. Bazen sadece çarşı sokaklarında sakin bir yürüyüşü ifade eder, bazen eğlenceli bir partide kurulan iletişimi. İletişimin heyecan seviyesinden bağımsız olarak, köpekler de sosyalleşmelidir.


Ancak bazı yanlış yetiştirmeler, köpeklerin insanlarla ve diğer köpeklerle tanışırken oldukça panik, endişeli veya heyecanlı olması ile sonuçlanabiliyor. Siz de taktir edersiniz ki, endişeli ve heyecanlı bir tanışma sizi de sosyal olarak iyi hissettirmez. O tanışma sırasında mümkün olduğu kadar kendiniz gibi olmak, rahat ve güvenli hissetmek istersiniz.


Dış uyaranlar işin içine girdiğinde ise çoğu karşılaşma veya tanışma oldukça stresli hale bürünür. Örneğin, “Misafirler gelince çocuğuna, “Misafirlere hoş geldin de!” diyen anne” olursanız, çocuğunuz da mümkün olduğunca bu davranışı -uyarılmış- olarak gerçekleştirecek ve kendini rahat hissetmediği bir davranışı yaparken bulacaktır.


Bu durum beraberinde sosyal izolasyonu, ardından sosyal stresi ve sonrasında da sahip-köpek ilişkisini etkilemeye başlar. Zaman içerisinde küçük iletişim sorunları büyür ve birkaç yıl içerisinde sosyopat bir köpeğe sahip olursunuz. Birkaç yıl boyunca hiç yeni bir kişi ile tanışıp sohbet etmediğinizi düşünün. Yakın zamanda yapılan akademik bir çalışmada, her gün iki yeni yabancı insanla ayak üstü sohbet eden bir kişinin kendini daha güvende, daha özgüvenli ve daha az stresli hissettiğini tespit etti. Eminim köpeklerin de en az bizim kadar yemeğe, suya ve iklime ihtiyacı olduğu kadar, kendini sosyal bir birey olarak hissetmeye hissetmeye ihtiyacı var.


Bu yüzden, köpeğinizden ilk beklentim, diğer insanlar ve diğer köpeklerle anlaşabiliyor olması. Bunu bir kreş eğitiminin ya da ana sınıfının amacı olarak düşünebilirsiniz. Beceriler ve yetenekler ile ilgilenmiyoruz. Başarılı olma ya da başarısız olma gibi bir terazimiz yok. Öncelikli hedefimiz sosyal olarak uyumlu bir bireye sahip olmak. Sonrasında tüm hayat bunun üzerine inşa edilecek çünkü.


Yetenek ve beceriler, zeka ve problem çözme yeteneği bu sırada takdir edebileceğimiz şeyler değil. Çünkü bir köpek sadece çok yetenekli olduğu zamanlarda (Örneğin, oyunlar, bekle komutu, numaralar, bulmacalar vb) takdir edilirse, yine beraberinde bir sosyal izolasyon gerçekleşebilir. Bu durum insanlarda da oldukça sık görülür.


Suçlayıcı olmayın.


Çoğu sorun sizin dahil olduğunuz şartlarda gelişmemiştir. Eminim, sorun oluşurken koşullar çok farklıdır. Hatta, köpeğinizin “sosyal uyumsuzluk” yaşamaya ne zaman başladığını bile tahmin edemiyorsunuzdur. Birden, aniden ve belki de “kuaförden” sonra olmuştur(!) Kusuruma bakmayın; ancak bunların hepsi bahane. Hepsi sizin yanınızdayken, hepsi birlikte yönettiğiniz koşullar altında oluştu. Tüm davranış bozuklukları oluşurken, siz de vardınız. Ancak, belki daha çok kendinizle ilgilendiniz ya da genel koşullara köpeğinize göre daha çok uyum sağladınız. Köpeğiniz uyum sağlamak için yeterli sosyal beceriye sahip değildi.


Her şey oldu. Şimdi burdayız. Önemli olansa, bu durumda suçlayıcı olmamak. Sebep olanlar ve olaylar çok kolay bir şekilde suçlanabilir. “Bu şekilde bozuldu!” demeyin. Bu çözüm için yardımcı olmaz. Köpeğinizin önünde yaşaması gereken bir ömür var. Bunu düşünün.


“Bu şekilde düzelir.” deyin. Çözüm için önünüzde hala zaman var.


Destek olun. Yönlendirici olun. Bağışlayıcı ve affedici olun. Küçük hataları görmezden gelin. Nasıl yapılacağını gösterin. Köpeğinize güvenin.


Onu güvenli ve rahat bir şekilde hissederken sosyalleştirin.



Güncelleme tarihi: 19 Haz 2023


Köpeklerin yerde buldukları dışkıları yeme davranışı, birçok farklı faktörden etkilenebilen karmaşık bir davranıştır. Bu davranışı anlamak için hem evrimsel psikoloji hem de bazı akademik çalışmaları göz önünde bulundurmak faydalı olabilir.


Evrimsel açıdan bakıldığında, köpeklerin dışkı yeme davranışı, atalarının hayatta kalma ve beslenme stratejileriyle ilişkilendirilebilir. Köpeklerin ataları, avcı ve leş yiyici olarak yaşayan kurtlardır. Bu türlerde, çevredeki kaynakların sınırlı olduğu durumlarda, dışkı gibi kaynaklar da potansiyel bir besin kaynağı haline gelebilir. Köpeklerin bazı durumlarda dışkı yeme davranışı, bu türden bir kalıntıyı kullanarak ek besin kaynaklarını değerlendirme eğilimleri olarak yorumlanabilir. Ancak, bu davranışın tam olarak evrimsel bir adaptasyon mu yoksa başka faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan bir yanlışlık mı olduğu net değildir.


Ayrıca, köpeklerin dışkı yeme davranışı, beslenmeyle ilgili bazı eksiklikler veya bozukluklarla da ilişkilendirilebilir. Örneğin, köpeklerin yeterli beslenmeden yoksun kaldığı durumlarda, dışkı yeme davranışı ortaya çıkabilir. Bu, köpeklerin bağırsak florasını düzenlemeye veya bazı besin maddelerine olan ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıkları bir tepki olabilir. Bu tür durumlar genellikle veterinerler tarafından incelenmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.


Akademik çalışmalar da köpeklerin dışkı yeme davranışını incelemiştir. Birçok araştırma, bu davranışın çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Bazı köpeklerde, merak veya keşif duygusu dışkı yeme davranışını tetikleyebilir. Diğer köpeklerde ise bu davranış, dışkı yeme alışkanlığı geliştirmenin öğrenilmiş bir davranış olduğunu gösterir. Örneğin, yavru köpekler annelerinden bu davranışı taklit edebilir ve zamanla bunu bir alışkanlık haline getirebilirler.


Dışkı yeme davranışını etkileyebilecek çeşitli faktörler vardır. İşte bu davranışa sebep olabilecek 10 faktör:


  1. Beslenme eksiklikleri: Köpeklerde bazı besin eksiklikleri, özellikle vitamin veya mineral eksiklikleri, dışkı yeme davranışını tetikleyebilir.

  2. Merak ve keşif: Köpekler, dışkıyı koklama ve inceleme gibi doğal keşif davranışları nedeniyle dışkı yeme davranışını sergileyebilirler.

  3. Taklit: Köpekler, başka bir köpeğin veya hayvanın dışkı yeme davranışını gözlemleyerek ve taklit ederek bu davranışı sergileyebilirler.

  4. Öğrenilmiş davranışlar: Köpekler, önceki deneyimlerine dayanarak dışkı yeme davranışını öğrenebilirler. Örneğin, dışkıyı cezbedici bir tepki veya ödülle ilişkilendirebilirler.

  5. Stres ve kaygı: Köpeklerde stresli veya kaygılı durumlar, dışkı yeme davranışını artırabilir. Bu davranış, bir tür rahatlama veya kendini sakinleştirme mekanizması olarak ortaya çıkabilir.

  6. Sindirim sorunları: Köpeklerde sindirim sorunları, bağırsak florasının dengesini etkileyebilir ve dışkı yeme davranışını tetikleyebilir.

  7. İlgi ve dikkat arayışı: Köpekler, sahiplerinden veya çevreden yeterli ilgi veya aktivite almadıklarında, dışkı yeme davranışını sergileyebilirler.

  8. Çevresel faktörler: Köpeklerin çevresindeki uyarıcılara maruz kalması veya oyun alanlarında dışkıyla sık karşılaşması, dışkı yeme davranışını teşvik edebilir.

  9. Sağlık sorunları: Köpeklerde bazı sağlık sorunları, özellikle gastrointestinal rahatsızlıklar veya parazit enfeksiyonları, dışkı yeme davranışını etkileyebilir.

  10. Genetik yatkınlık: Bazı köpek ırklarında veya bireylerde, genetik faktörler dışkı yeme davranışını artırabilir. Bu davranışın belirli bir ırka özgü olduğu düşünülmektedir.


Bu faktörler, dışkı yeme davranışının potansiyel nedenlerini temsil etmektedir. Ancak, her bir köpekte bu davranışın sebepleri farklı olabilir ve veteriner hekimler veya uzmanlar, bireysel bir değerlendirme yaparak daha kesin bir tanı koyma ve müdahale etme sürecine dahil olmalıdır

I Sometimes Send Newsletters

Thanks for submitting!

© 2023 by Mehmet Cihat Keleş. Powered and secured by Randle Patrick McMurphy

bottom of page